Yaz Okumaları (Temmuz–Ağustos 2014)
Edebiyatta Koleksiyoner Tiplemeleri, 5 Temmuz 2014
Moderatör: Elmas Deniz; Katılımcılar: Aslı ÇavuÅŸoÄŸlu, AyÅŸe Umur, Duygu Demir, Özge Ersoy, Tankut AykutÂ
KonuÅŸmamız ÅŸu sorudan yola çıktı: Güncel sanatın alışıldık konuÅŸma dilini bırakınca, koleksiyon ve koleksiyonerlik edebiyat üzerinden nasıl deÄŸerlendirilebilir? Sohbet iki edebi eserle; Bruce Chatwin’in Porselen Delisi Utz (1988) kitabı ile Danovan Hovan’ın Moby-Duck’ı (Eserin özgün adı: Moby-Duck: The True Story of 28,800 Bath Toys Lost at Sea and of the Beachcombers, Oceanographers, Environmentalists, and Fools, Including the Author, Who Went in Search of Them, 2011) ile açıldı. Bu kitaplardan ikincisinde, sahile vuran materyalleri toplayan “kumsal tarayıcıları”, ilkinde ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Meissen porselenlerini toplayan Utz karakteri çıkış noktamız oldu.
KonuÅŸmamızda, güncel sanat koleksiyoneri hakkında “bir karakter olarak” neler söylenebilir sorusu üzerinde durduk; sanat koleksiyoneri ile baÅŸka ÅŸeyleri biriktiren tutkulu toplayıcı-koleksiyoner karakterler arasındaki ayrımları tartıştık. Ardından, sanat eseri toplayarak nasıl bir deÄŸer yaratılabileceÄŸine deÄŸindik; koleksiyonun bir arÅŸiv olarak deÄŸeri, bilgiyi ve kültürü muhafaza etme özelliÄŸi ve de yaÅŸayan sanatçıların koleksiyonerle iliÅŸkileri üzerinde beraber düşündük. Sohbeti, aklımızda kalan ÅŸu sorularla sonlandırdık: Koleksiyonerin sanat üretimininde özgürlük aralığı yaratılmasına katkısı nedir? Toplayıcıdan farklı olarak koleksiyonerin kültürü muhafaza etmeye katkısı nedir? —Elmas Deniz
Resim Yapmanın Zevkleri, 26 Temmuz 2014
Moderatör: Tankut Aykut; Katılımcılar: Deniz Asena, İz Öztat, Nazan Maksudyan, Özge Ersoy, Reysi Kamhi, Yeşim Akdeniz
Orhan Pamuk’un İstanbul: Hatıralar ve Åžehir isimli deneme derlemesinde yer alan “Resim Yapmanın Zevkleri” isimli denemeden yola çıkarak sanat icrasına mahsus hazlar ve bir çeÅŸit kiÅŸisel haz için üretilen eserlerin alıcı muhataplarına ne ifade ettikleri üzerine bir sohbet gerçekleÅŸtirdik. Pamuk’un denemesinde deÄŸindiÄŸi çocuksuluk, yaratıcılık, akıl-beden ayrımı, sanata teÅŸvik, beÄŸenilme arzusu gibi izlekler üzerinden, katılımcılar gerek ÅŸahsi deneyimleri gerekse profesyonel yaklaşımları nezdinde sanat icrası ve sanat takdirinin farklı vecheleri üzerine bir sohbet gerçekleÅŸtirdi. —Tankut Aykut
Barajlar, bataklıklar ve sanat işleri, 2 Ağustos 2014
Moderatör: İz Öztat; Katılımcılar: Aslı Seven, Berin Gönölü, İbrahim Akıncı, Özge Ersoy
Sohbetimizde, her gün birbiriyle iliÅŸki içinde düşünmediÄŸimiz su ve sanatı birbiriyle çarpıştırarak; koleksiyonerliÄŸin, sanatsal üretim ekosistemindeki bir aktör olarak farklı potansiyellerini hayal ettik. KonuÅŸmaya, Hans Blumenberg’in EndiÅŸe Nehri kitabından “Bataklık” ve Michel Serres’in The Natural Contract kitabından “War, Peace” bölümlerini okuyup metaforların spekülatif imkanlarını ve zamansallığını tartışarak baÅŸladık. Sanatsal üretim ile bataklık arasında bir parallellik kurup ÅŸu soruyla devam ettik: Bataklıkları kurutarak ve duvarlarla sınırlayarak doÄŸa üzerinde tahakküm kurma arzusuyla; koleksiyonerin bir “ekosistem” olarak düşünebileceÄŸimiz sanatsal üretime maddi kaynak saÄŸlayarak ve mülkiyet iliÅŸkisinin verdiÄŸi güçle dahil olması arasında bir benzerlik var mı?
Bu sorudan sonra, sanat ve su iliÅŸkisine yoÄŸunlaÅŸtık; kültür ve sanatın su gibi temel bir ihtiyaç olup olamayacağını tartıştık. Suyu eylemliliÄŸi olan bir canlı olarak düşünürsek, sanatı da müelliflerinden bağımsız bir müşterek olarak deneyimleyebilir miyiz? O halde suyu ve sanatı biriktirme ve kullanma eÄŸilimleri arasındaki benzerlikler nelerdir? Yerel bir toplumsal müzakereyle paylaşıldığında korunulabilen su gibi, sanatı da bir müşterek olarak deneyimlediÄŸimizde “koleksiyoner” sanatsal üretim ekosisteminde nasıl roller üstlenebilir?
Sohbetimiz koleksiyonerlik ile modernleşme ve kalkınmanın en aşikar sembollerinden olan barajlar arasındaki benzerlikleri ele alarak devam etti. Baraj yapımındaki teknokrat yaklaşım, müzeleri ortaya çıkaran toplumsal mühendisliğe benziyor mu? Büyüme ve kalkınma odaklı söylemlere göre, tüm ekolojik ve toplumsal etkilerine rağmen enerji üretimi için suyu biriktiren barajlara ihtiyaç duyuyoruz. Peki, koleksiyonların sanatı biriktirerek ürettiği enerjiye ihtiyacımız var mı? Koleksiyonlar nasıl bir enerji üretiyor? Barajlarda bekledikçe oksijenini yitiren su gibi, koleksiyonlarda bekleyen işlerin de doğası değişiyor mu? —İz Öztat
Kum koleksiyonu, 9 AÄŸustos 2014
Moderatör: Aslı Seven; Katılımcılar: İnci Furni, Leyla Pekin, Özge Ersoy
Italo Calvino’nun Collections of Sand (Kum Koleksiyonları) adlı kitabı, 1974 yılında Paris’te gezdiÄŸi bir “özel koleksiyonlar sergisi” üzerine düşüncelerini barındıran kısa bir yazı ile açılıyor. KonuÅŸmamızda, bu yazıdan ve söz konusu serginin (“Ils Collectionnent”, Musee des Arts Decoratifs, Paris, 1974), küratörü François Mathey’in kaleme aldığı katalog yazısının fragmanlarından yola çıkarak sanat koleksiyonerliÄŸinin genel anlamda koleksiyonerlikten ne ölçüde ayrıldığını, motivasyonlarını ve kurduÄŸu sosyal iliÅŸkileri tartıştık. Bir koleksiyonun, onu oluÅŸturan koleksiyonerin öznelliÄŸi ve otobiyografisi ile iliÅŸkisi; kolektif bir deÄŸer olarak sanat eserinin özel mülkiyetinin ne anlama geldiÄŸi ve özel koleksiyonlar ile müze iliÅŸkisinin sanat eserlerinin dolaşım olanakları üzerindeki belirleyici rolüne dair sorular sorduk. GeçmiÅŸ ve güncel örnekler üzerinden sanat eserlerinin kolektif mülkiyeti üzerine, koleksiyoner ve müze ortaklığında düşünülebilecek, sanat eserinin dolaşım olanaklarını geniÅŸleten modeller üzerine tartıştık.
This post is also available in: İngilizce